w 
Sosyal Medya




Alıntı Köşe Yazıları

Çin’in toplama kampları

“Zorla Çince öğretiyoruz” diyor Çin! Kamplarda zorla ve dayatma ile dil öğretimi, Sovyetler Birliğinde bile olmadı! Çince neden okullarda değil, toplama kamplarında öğretilir, bunu bir anlatabilir mi Çin? Dünyanın hangi tarafında, hangi dönemlerde bu yöntemle dil öğretildi, acaba bilen var mı?



Amerika’nın ticaret savaÅŸlarını tetiklemesi, Çin’in zaten belli olan dayatmacı yok edici yöntemlerine daha derin zemin oluÅŸturmuÅŸ durumda. Tabii ki Amerikan baskılarını, bu yönü ile de ele almakta yarar vardır. Çünkü esasında istenen ÅŸeylerden biri de budur. İçeriden ayaklanmalar, isyanlar ve savaÅŸlar! Lakin bunu görerek çareyi; yok etmede, ortadan kaldırmada gören Çin gibi, Ä°ran gibi yaklaşımların da sonu husumethüzün ve ölüm olması da bir gerçekliktir! 

Tüm emperyalist güçler, gittikleri yerlerde kendi dilini ve kültürünü öÄŸretir, tarih boyunca bunlara ÅŸahit olduk, okuduk ve öÄŸrendik. Lakin siyasi rakiplerini “seninle aynı düÅŸünmüyor” diye yok etme yöntemi olarak kamplara tabi tutmak, zorla güya dil öÄŸretir baÅŸlığı ile yok etmek, ÅŸehitliklerine zemin oluÅŸturmak, faÅŸizan bakış açısının göstergesidir. Toplama kamplarını, en son Nazi Almanyası’nda duymuÅŸtuk ve okumuÅŸtuk. 

DoÄŸu Türkistanlı Müslümanlara karşı bu acımasız yaklaşımı, Çin her dönemde zinde tutmuÅŸtur. Amerika ile arasındaki derin kriz arttıkça Çin, DoÄŸu Türkistanlı Müslümanları ortadan kaldırmayı çeÅŸitli bahanelerle buna kılıf uydurması, içinde bulunduÄŸumuz çağın en acımasız tablosudur. Tarihte böyle acımasız yöntemler ve devletlerin sonunun ne olduÄŸunu en iyi bilen, tarihin kendisidir! 

Çin; Uygur Türklerine yönelik bu baskısı ve yok sayma politikaları ile yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu. Bu dayatmalar ve zorlamalar, hele hele aydın düÅŸünen kiÅŸilerin üzerinden yapılan bu uygulamalar, kendini küresel medeniyet gören Çin’in, esasında büyük belasıdır. Çin; Sovyetler BirliÄŸi’nin çöküÅŸü üzerine, ciddi deÄŸiÅŸimleri kendi içinde gerçekleÅŸtirebildi. Zaten bu akıl ile büyüme yolunu tespit edebildi. Lakin halen etnik kimlikler, farklı medeniyetlere bakış açısını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ deÄŸil, hatta anlaşılan bunu deÄŸiÅŸtirmek de istememektedir! Kalıcı olmanın tek yolunun herkesi kucaklamakta olduÄŸunu göremeyen herkes çöküÅŸe mahkûmdur. Bunu yazarken, İran’ın da bu hakikati bilmesi gerektiÄŸinin altını çizmemiz gerek! Aynı durum olmasa da; İran’daki Türkler üzerinde de, aynı bakış açısı hâkim! İran; Türkler, Kürtler ve Beluçlar üzerindeki baskıyı, kendine yönelik baskılar arttıkça, daha da derinleÅŸtirmeye baÅŸladı. Abbas Lisani gibi, İran Türklerinin en önemli simgesi olan bir aydın ve siyasi aktivisti, zindanlarda zulme tabi tutmakta! Birbirine benzeyen bakış açısı, sonuç itibari ile bölgesel travmaların baÅŸlangıcının iÅŸaretidir. İçinde kendi sorunlarını çözemeyen veya çözümü “yok etmekte” gören zihniyetlerin, kalıcı olma ÅŸansı yoktur



Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.